18 Ekim 2009

Denyoluk Parayla Mı?

Uzun zamandır "yazıyim mi, yazarsam çok tepki alır mı acaba?" diye düşündüğüm bir konu bu aslında. Sonra kendi kendime dedim ki; "Kim ne tepki verirse versin ya, bu benim blogum, benim fikirlerim, beni tanıyan insanlar zaten benim bu konuda ne şekilde düşündüğümü biliyorlar, beni tanımayanlar da nasıl düşündüğümü bilsinler artık!" Öyleyse başlıyorum ama biraz sert giricem baştan söyliyim ona göre gardını alsın herkes;

Denyo kızlardan bıktım! İyice asabımı bozmaya başladınız artık, bu ne ya?!

Ben bu konu hakkında çok gözlem yaptım, düşündüm, kafa yordum, insanlarla konuştum, yeri geldi tartıştık; hem kendi aramızda hem de kendi kız arkadaşlarımızla, onlar da çoğu zaman bana hak verdiler ama onların bile maalesef öyle denyo arkadaşları var ki, bazen çenemi kapalı tutamıyor, kusuyordum asabiyetimi... Olayı biraz açıyim de şöyle rahat rahat, yedire yedire anlatıyim konuyu, sıralıyim örnekleri...

Hepimiz kendi kafamızda kurduğumuz, mutlu olacağımız bir hayatı yaşıyoruz, en azından yaşamak istiyoruz. Ama bazı kız arkadaşlarımız öyle çabaların içine giriyorlar ki anlam vermekte gerçekten zorlanıyorum. Bana sanki; aslında istedikleri bu değilmiş de başka biri istiyor diye öyle davranıyorlar ve bu yüzden böyle bir tutum içerisinde hareket ediyorlarmış gibi geliyor. Birazdan anlatacağım şeylerin hepsini hem bizzat yaşadım, hem kendi gözlerimle gördüm hem de etrafımdaki bir çok arkadaşımdan duydum. O yüzden lütfen bana gelip de "olmaz öyle şey!" demeyin, sert yaparım.

Bir bar ortamı düşünelim. Bir kız size bakıyor, gülümsüyor; güzel. İlk başta acaba kız herkese mi aynı davranıyor yoksa size özel bir durum mu var diye emin olamıyorsunuz. Sonra kızın durumunun size özel olduğunu anlıyorsunuz. Bakışlar, hareketler, böyle bi çocukça şımarmalar, saçla oynamalar, içkiyi size bakıp içmeler, komple sinyal pakedi gönderiyor. Harekete geçme zamanı diyorsunuz ve kendinize çekidüzen verip kızın yanına yola koyuluyorsunuz.

Tabii yolda nasıl bir girizgahla başlayacağınıza karar verdiniz ki zaten bunu kızla kesişirken de "Nasıl bir şey söyliyim ki fark yaratıyim? Diğer erkeklerden nasıl farklı olayim?" şeklinde binlerce kere düşündünüz. Selam faslından sonra seçtiğiniz cümleyi kızımıza sarfettiniz. Aaaaa o da nesi? Demin o sinyal gönderen kız gitmiş, yerine bir ladin gelmiş. Şiddetli bir tersleme ile karşılaşıyorsunuz. "Ne diyosun be manyak?" , "Aaa sapık mıdır nedir, ne geldin ki yanıma?" gibilerinden bir tutumla yüz yüze geliyorsunuz. Ya da hiç konuşmuyor, direk arkasını dönüyor. Etraftaki herkes size bakıyor zaten. Sıçtınız sıvadınız, hele bi de kendinize güveniniz yoksa o akşam ortamdaki başka kıza hiç bakamazsınız. Belki de uzun bir süre hiç bir kızla konuşamazsınız...

Peki bakıştığınız o tatlı kız neden öyle bir tribe girdi? Hemen söyliyim; çünkü o kızın egosu doydu da ondan. Siz o anda o kızın egosunu doyurmakla görevli bir memurdunuz. Sizin memuriyetiniz bittiği an da; sizin kızın yanına gidip konuşmaya başladığınız andır. O andan itibaren zaten kim olsa kız geri gönderecektir. Çünkü onlara öyle öğütlenmiştir. "Kızım bak millete mavi boncuk dağıt ama yanına geldikleri zamanda elinin tersiyle gönder, hiç muhatap olma, değerin artar, kıymete binersin." Böyle bir şey var mı ya? Yapmayın güzel bayanlar, yapmayın prensesler, bunu bize yapmayın. Madem öyle yapacaktınız neden çocuğa ümit veriyorsunuz? Siz eve gittiğiniz zaman "oooh bugün de 4 çocukla kesiştim, ikisi yanıma geldi bi güzel sktirettim, kahretsin çok güzelim, şukelayım" diyip mi yatağa giriyorsunuz? Böyle davranınca daha mı mutlu oluyorsunuz? Herkes değersiz bir siz mi çok değerlisiniz şu fani dünyada? Yazık...

Tamam çocuğu beğenirsin beğenmezsin ona kimse bir şey diyemez ama önce ona bu cesaretli davranışından dolayı bir şans vermen gerekmez mi? Doğru düzgün davrandığı sürece, bakın altını çiziyorum doğru-düzgün yani öküz gibi davranmadığı sürece, 3-5 dakika konuş, bir tart bakalım neymiş, kimin nesiymiş ondan sonra beğenmezsen kibar bir şekilde oradan ayrıl. Eğer baktınız çocuk sizin kibarlığınızdan anlamıyorsa, peşinizi bırakmıyorsa zaten atış serbest, tekme tokat dal, giriş, indir, finish him!!! Bunu yapmak bu kadar zor mu lütfen ya?! Altı üstü 5 dakika konuşucaksınız, her yanınıza gelen çocuk size dilli dudaklı yapışıp, sizi hemen yatağa mı atmak mı istiyor sanıyorsunuz? Bu kafadan sıyrılın artık.

Bir de şöyle düşünün; eğer siz erkek olsaydınız ve bunlar sizin başınıza gelseydi nasıl hissederdiniz? Ya da boş verin erkek olmayı, siz bir erkekten çok hoşlandınız ve yanına gidip tanışmak, konuşmak istediniz -ki bu ülkede bunu yapacak kız sayısı çok yoktur - ve siz aynı şekilde reddedilseniz, o yıkım ile bitkisel hayata geçmez misiniz? Peki ben sizi öbür gün balkondaki saksıya bitki diye ekmez miyim? Ekerim. E o zaman kendinize yapılmasından hoşlanmayacağınız şeyleri başkasına da yapmayın. Bir davranışa girerken "acaba bana yapılsa nasıl hissederim?" mantığıyla ilerleyin. Bana burada lütfen kampanyası başlattırmayın. LÜTFEN!

İşin tabii bir de kadın yönü var. Bunu da göz ardı etmek olmaz. Türkiye'nin sosyolojik yapısı, genç kızlarımızın toplumdaki yeri, aile yapısı ve baskısı, ahlak anlayışı, gelenek görenekler, örf adetler vs. Ama şunu da unutmamak gerekir ki, aile baskısı artık eskisi gibi değil. Herkes istediği şeyi daha rahat şekilde yaşayabiliyor. Bunu kimse inkar edemez. Önemli olan burada, bir şeyi yapmadığınız, denemediğiniz zaman pişman olmamak. Bu kadar kasınca elinize hiçbir şey geçmeyecek bunu bilmeniz lazım. Rahat olun, kendiniz olun, yapmak, yaşamak istediğiniz şeyler uğrunda çabalayın. Kendiniz olun. Tarkan bile kaç senesinde şarkı yapmış; "başkası olma kendin ol, böyle çok daha güzelsin" diye, el insaf yani...

Unutmayın ki bu ülkede erkek olmak, kadın olmak kadar olmasa da bazı zorlukları barındırıyor. "Seçen" değil de "Seçilen" olmak çoğu zaman karşılaştığımız ve sıkıntı yaşadığımız bir konu. O yüzden bu konuda daha duyarlı olmak gerek. Herşeyin ötesinde sosyallik her zaman güzel bir şeydir. Yeni insanlar, yeni fikirler, yeni düşünceler... Bunlara açık olmak gerekir. Yukarıda bahsettiğim gibi; size doğru düzgün ve saygılı şekilde yaklaşan insanlara fırsat verin kendilerini göstersinler, niyetlerini öğrenmeye çalışın. Bir kalemde kestirip atmayın, onlara hayatlarının geri kalan zamanlarında unutamayacakları, atlatamayacakları şeyler yaşatmayın. Aynısı sizin başınıza gelirse bir de sizin ne yapacağınızı düşünün.

Denyo olmayın kızlar! Denyoluk yapmayın. Denyoluk parayla değil, kafayla...

1 yorum:

  1. Konuş Akın. Sözlerinin altına imzamı atacağım iki kişi var, birincisi Tuncay Özilhan, ikincisi Akın Büyükdere.

    YanıtlaSil