14 Eylül 2009

Eylül, ver bana ayarı!

Büyüleyici, uyumlu, dengesiz, duygusal, zarif, diplomatik, güçlü bir adalet duygusu, artistik yetenek, kararsız, yalnızlığı sevmez, iyi kalpli, arkadaş canlısı... Bunlar masamın üzerinde duran burç kupamın üzerinde yazan özellikler. Evet ben bir teraziyim ve yukarıda yazanlara baktığımda görüyorum ki; ben ağır bir teraziyim! Genelde eylül ayı başakların ayıdır ama benim umrumda değil, eylül ayı benim ayım, eylül mevsimi benim mevsimim, eylül hali benim ruh halim...

Eylülde bana hep bir haller olur. Güzün başlamasından dolayı mı, yoksa geçiş ayı olmasından mıdır bilinmez ama yazın o sıcaklığından kurtulup, çok hafif yağmurlu, bol rüzgarlı ama her daim güneşli geçmesini ümit ettiğim eylül ayına girdiğimde kendimi çok enteresan duygulara teslim ediyorum. Her eylül ayı sanki benim için yeni bir başlangıç ya da bir bitişi haber ediyor. Hayatıma şöyle bir dönüp baktığımda, eylül ayında yaşadıklarımı gözümün önüne getiriyorum ve böyle hissetmemde ne kadar haklı olduğumu bir kez daha anlıyorum.

Aslında eylül 30 çekse de benim eylülüm 12 çeker. Benim için eylül ayı 14-25 arasıdır. Ben eylülümü bu günler arasında yaşamayı severim. Yağmur olmasın, olacaksa da ben dışarıda olmıyim, bol bol güneş olsun ama bir yandan da rüzgar hafif hafif essin, hiç terletmeden, sadece yüzümde o ılıklığı hissediyim, rüzgar sadece dudaklarımı kurutacak kadar essin...

Dedim ya; hep bir beklentiye giriyorum bu dönemde. Hep bir şeye başlayacak ya da birşeyleri bitirecekmiş gibi hissediyorum. Sanki birisiyle beraber olacakmış ya da ayrılacakmış olmanın vereceği tatlı bir melankoli sarıyor vücudumu. Saçma saçma şeylerden anlamlar çıkarmaya çalışıp, hep olanları birşeylere yormaya çaba gösteriyorum istemeden. Bünye bu işte, her yediği yaramıyor.

Bir de doğum günü vak'ası var tabi. Doğum günüm benim eylülün sonunda olduğu için beklentiler de bende had safhaya tırmanıyor tabii. Sanki bana doğum günümde bakanlık verecekler ya da dünyayı kurtaracakmışım gibi bir his uyanıyor. Gerçi herkes kendi doğum gününde bir şekilde beklentiye girer. Aramasını beklemediğin bir insanın seni aramasını istemen ya da uzun zamandır almak istediğin şeyin sana hediye olarak verilmesi gibi şeyler herkesin doğum gününde olmasını istediği ve beklediği okazyonlardır. Ben zaten bu dönemde gayet ayar bir durumda takıldığımdan dolayı bir de böyle normal beklentiler üst üste gelince, japon çizgi film kahramanı gibi oradan oraya atılmak istiyor bünye.

Ne salakça di mi...

1 yorum:

  1. 15 sene her eylül ayında bir okula başlama tadı yaşayarak resmen bu döneme kilitlenmeye şartlandırılışımız belki de bir etkendir. ben de bir hoşum açıkçası bu günlerde.

    YanıtlaSil