29 Haziran 2009

Başlamadan...

Öncelikle buraya zaman ayıran herkese teşekkür ediyorum. Lütfen rahat olun, kasmayın, kendiniz olun, rol yapmayın, oyun oynamayın, net olun, kararsız kalmayın, hayatı sevin, sevdirin, can sıkmayın, sıktırtmayın...

Burada yazmış olduğum herşeyin tamamıyla gerçek hayatla bağlantısı olup; hatta ve hatta gerçek hayatın ta kendisidir. Bu sadece bir otobiyografi değil, çoğu insanın düşünce, his ve duygularının da bir sentezidir. Aslında son 5-10 senemi özetleyip, başımdan geçenlerin bendeki etkilerini, bana getirdiklerini ve benden götürdüklerini kısacası beni “ben” yapan şeylere değinecek, zaman zaman geriye dönüp geçmişle hatta biraz da ileri gidip gelecekle bağlantı kurmaya çalışacağım.

Burada yazılanlar; ben ve benim gibi olan, olmaya çalışan yani kendilerini, diğerlerinden farklı kılan değerleri korumaya çalışan insanların öyküsüdür. Kimi zaman komik,kimi zaman güldüren, güldürürken düşündüren, düşününce de ağlatan yazılarla dolu bu öykü. “We never change” felsefesini tekrar tekrar ele alan hatta bu fikrin limitlerini zorlayan bir öykü. Yer yer kendi kendime tartışacak, belki de yeni fikirler bulup eskilerini çöpe atacağım. Bazen çok geniş görüşlü her fikre açık görüneceğim bazen de dar kafalı, dediğim dedik, astığım astık kestiğim kestik olacağım. Ama şu var; ben aksi kanıtlanana kadar her fikrimin arkasındayım. Hiçbir zaman sabit fikirli değilim zaten bunu okudukça göreceksiniz. Yani fikirlerimin bir dayanak noktası var ama bu nokta illa sabit kalacak diye birşey yok. O noktanın oynayabileceğini anlarsam durmam hemen o noktanın yerini değiştiririm.

Hayattan ciddi şekilde ders çıkarabileceğim çok şey yaşadığımı düşünüyorum. Düzgün bir ilişki, gerçekten sevdiğim, değer verdiğim yakınlarımı kaybetme, değişik kültürleri tanıyabileceğim geziler... Hatta bazılarının hakkaten boku çıktı ama bunu ne ben istediğim ne de karşı taraf... Ama oluyor bazen. Her iki taraf da müdahale edilebilecek noktayı geçince geriye dönmek, çekingenlikten ve korkudan unutuluyor.
Burada kimi zaman duyguları anlatacağım, kimi zaman insanları, kimi zaman direk olayları ve konuları... Ama bu anlatılacakların hepsinin birer ortak noktası var. Hepsi birbirine bağlı. Sizin de göreceğiniz üzere hepsi bir öncekinin türevi ya da diferansiyeli şeklinde olacak. Birbirinden kopmayan bu zincirlerin bir insanı nasıl bağladığına, nasıl işkence çektirdiğine tanıklık edeceksiniz. Kimi zaman içiniz acıyacak, kimi zaman gülmekten kırılacaksınız. Hazırsanız başlayalım!!!

1 yorum:

  1. Ben kardeşimin her dediğinin, diyeceğinin, yaptığının, yapacağının arkasında olduğumu belirtmek isterim...Ne gelirse ondan gelsin yeter...
    Kardeşin Onur

    YanıtlaSil